22 Nisan 2013 Pazartesi

Asla ama Asla

Çılgın bir dürüm yemiştim. O kadar çılgındı ki içindeki etler, "mevsim yeşillikleri" havaya uçup Haykırası Papatyalar adlı şarkıyı söylüyordu. O an dedim ki haykırası papatyalarla ilgili bir şarkı söyleyen mevsim yeşillikli dürüm asla ama asla yenilmemelidir. Sonra fark ettim ki ısırmışım. Mevsim yeşillikli bölümünde yarım kalmış, hüsran yüklü tümceler dolaşıyordu. Haykırası Papatyalar şarkısı hüzünlü ama yine de coşku barındıran ezgiler barındırıyordu. O an düşündüm ve bir dürümün asla ama asla mutsuz olmasına izin vermemeliydim. Ve dedim ki "Sevgili dürüm, seni üzüntüyle, kahırla ve acıyla boğulmadan önce yiyeceğim." Mevsim yeşillikleri ve arada gözüken tavuk parçaları daha coşkulu bir şekilde şarkılarını söylemeye devam ettiler. Çığlık çığlığa, bas sesler tizleri susturuyordu. Kıvırcık salatanın sesi bas, tavuk parçalarının ki ahenksiz ama yoğun bir ses yaratıyordu. Dedim ki " Dürüm; azimlisin ama "Haykırası Papatyalar" ne demek oluyor? Daha zırva bir şarkı ismi bulamadınız mı?" Asla ama asla bana cevap vermeden daha yüksek sesle şarkılarını söylemeye devam ettiler. Gözlerimde yaşlarla Haykırası Papatyalar şarkısı söyleyen çılgın dürümü yedim. Ardından "Maymun Beyin Çığlığı" şarkısı söyleyen çay geldi. Elimdeki kürdanı bir kenara bıraktım ve çaya şöyle bir baktım. Dedim ki "Çay, şu elimde görmüş olduğun kürdanı sana saplamam için bana bir neden göster." Çay, şarkısını söylemeye devam etti. Elimdeki kürdanı aldım defalarca ama defalarca çaya sapladım. Kendi renginden olsa gerek göremedim kan izlerini. Sonra çay bardağına eğildim. Kısık bir sesle ama kararlı bir tonla Maymun Beyin Çığlığı şarkısı devam ediyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder