18 Ağustos 2010 Çarşamba

Kumaş Kum

Çöl ortasında ellerinde adını bilmediğim çalgılar olan ve Filistinli olduklarını bildiğim bir güruh içinden elimde 1800'lerden kalma bir şemsiye ve o dönem kıyafetleri içinde yürüyorum. Birinin cenazesiymiş. Yürüdükçe kum kumaş oluyor yere batıyor. Kumaş kum her yer. İnce bıyıklı, zayıf, fötr şapkalı, yuvarlak gözlü,kısa boylu bir adam yaklaşıyor yanıma, elini uzatıyor. Bir lady edasıyla elimi uzatıyorum.Eldivenimin ucundan parmak uçlarımı uzatıyorum hafif bileğimi bükerek.Olabildiğince kibarlığıyla elimi tutuyor kumaş kumların üzerinde yürüyorum. Kimin cenazesi bilmiyorum ama ağlamak için orada değilim.

1 yorum:

  1. audrey hepburnumsu bir halde colde yürürken gozumun önüne gelir pınaraksu

    YanıtlaSil