29 Ağustos 2010 Pazar

Milenyum İntihar Çeşitleri

Bu yazıyı yazarken ne dinlesem diye düşündüm ve Alice'i buldum. Ne alakası var diyeceksiniz hiç bir alakası yok yazıya nasıl başlayacağımı bilemedim hepsi bu.

Son dönem intiharcıları neler yapıyor? Böyle bir dosya hazırlasak ne yazarız? Motto'ları nedir?

-Buraya ait değilim!
-Kimse beni anlamıyor...(üç nokta çok önemli)
-Yalnız geldim, yalnız gideceğim.
-Hayat seninle uğraşacak ne halim ne gücüm var!
-Damarlarımdaki bütün kanı kurutmak istiyorum! (hakdfhjahskjfdhsa)
-Bu sefer gidiyorum v.s
-Bekle beni sonsuzluk...
-"Hayat üstüme gelme, atarım kendimi aşağıya!"


Nedir yani. Ulan intihar edeceksen tam et.Bileğini film tribinde kesme! Dikey kesersen ölürsün. Küvete gerek yok. Çok içseller ayrıca. Ben olamıyorum üzgünüm. Yalan söyledim üzgün değilim . Gözümden yaş gelene kadar gülüyorum hatta.

Yeni trend gelsin smiley şeklinde rendelesinler bilekleri sanatsal olur!

Poroblemli insan gelmesin doğrarım!

18 Ağustos 2010 Çarşamba

Kumaş Kum

Çöl ortasında ellerinde adını bilmediğim çalgılar olan ve Filistinli olduklarını bildiğim bir güruh içinden elimde 1800'lerden kalma bir şemsiye ve o dönem kıyafetleri içinde yürüyorum. Birinin cenazesiymiş. Yürüdükçe kum kumaş oluyor yere batıyor. Kumaş kum her yer. İnce bıyıklı, zayıf, fötr şapkalı, yuvarlak gözlü,kısa boylu bir adam yaklaşıyor yanıma, elini uzatıyor. Bir lady edasıyla elimi uzatıyorum.Eldivenimin ucundan parmak uçlarımı uzatıyorum hafif bileğimi bükerek.Olabildiğince kibarlığıyla elimi tutuyor kumaş kumların üzerinde yürüyorum. Kimin cenazesi bilmiyorum ama ağlamak için orada değilim.

5 Ağustos 2010 Perşembe

Ay Nehri

Ayakların değmekle değmemek arasında. Buzlu değil, sıcak değil, soğuk değil, kaynar değil. Durağan sadece. Düz.İnce bir nehir.Kraterler arasında yol almış. İlerlediğinde biraz kıvrım yaratmış. Ay nehri üstünde uçarcasına, belki suya değidiğinde sıçrarcasına, içinden gülümseyip gözünden yaş akıtırcasına yavaş yavaş ilerlemek.

Renkler siyah, gri ve tonları.Belki kraterlerden ufak su damlacıkları havalanır. Parmak uçlarınla dalgalandırdığın su damlaları küçük çukurlardan uçar yüzüne çarpar belki.

Ses yok mu?

Ay da nehir var mı ki? Belki vardır.